Anektodlar

26 Temmuz 2018 Perşembe

Kadıköy'ün Koruyucu Azizesi


Kadıköy çarşısının bulunduğu meydanda küçük bir Rum Ortodoks Kilisesi göze çarpar. Bu günün Kadıköy'ü antik çağın körler ülkesi, Khalkedonlu Azize Euphemia’ya ithaf edilmiş bir kilise. Khalkedonlu zengin bir ailenin kızı olan Azize Euphemia, Hristiyanlığın henüz Roma İmparatorluğunun resmi dini olmadığı ve Hristiyanların büyük bir takipte bulundukları devrede Hristiyanlar için çok önemli bir figür olarak tarih sahnesine çıkar. Euphemia’yı azize mertebesine yükselten hadise Hristiyan olmasından dolayı gördüğü korkunç işkencelerdir.  303 yılında, pagan Romalılar tarafından Tanrı Ares adına düzenlenen bir festivale katılmayı reddetmesi üzerine hapse atılır, kırbaçlanır, çarka bağlanır, ateşe atılıp çıkartılır, ağır taşların altında bırakılır, vahşi hayvanların kafesine atılır, şişlenir, ateşli ızgaralarda yürütülür ve nihayet öldürülür. İmparator I. Konstantin döneminde Hristiyanlık resmen tanınınca, mezarının üzerine bir kilise yaptırılır. Bazilika tipindeki bu kilisenin, kaynaklara göre kıyıdan 370 m. kadar içeride bir tepede yer aldığı ve günümüzdeki Haydarpaşa veya Yeldeğirmeni civarında bir yerde olduğu bilinmekle beraber herhangi bir kalıntı bulunmadığından kesin yerini tespit etmek mümkün değildir. Azize Euphemia’nın resmi imparatorluk kültü haline gelmesi ve ününün dört bir yana yayılması ise; 451 yılında Khalkedon’daki bu kilisede toplanan Konsil sayesinde olur. Khalkedon Konsili’nin burada toplanması için İmparatoriçe Pulcheria (399-453) ve eşi İmparator Marcianus büyük çaba göstermiş, Konsil kararı da onların istekleri doğrultusunda çıkmıştır.  Bu kilisede, 451 yılının 8 ekiminde başlayarak 1 kasıma kadar devam eden konsilde Hristiyanlıkla ilgili önemli kararlar alınmış bu kararlar doğrultusunda Hristiyan Ortodoks dünyasında büyük bir bölünme yaşanmıştı. İsa’nın hem tanrı hem insan tabiatlı olduğuna inanan diofizitler, İsa’nın tek bir tabiatı olduğuna inanan monofizitler. Doğu Hristiyanlığı’nın Batı’dan kopmasına, Antakya Süryani Ortodoks Kilisesi’nin parçalanmasına, Doğu’da başta Ermeni Apostolik Kilisesi ve İskenderiye Kıpti Kilisesi gibi yeni kiliselerin oluşmasına zemin hazırlayan kararları Azize Euphemia'nın belirlediğine inanılır. Piskoposların uzlaşamayınca, iki karar metnini azizenin tabutuna koyduklarına, açtıklarında monofizit karar metninin Euphemia’nın ayaklarının altında, duofizit metnin ise azizenin elinde olduğuna inanılır.  Euphemia, burada Ortodoks aleminin koruyucusu ilan edilir ve ölüm tarihi olan 16 Eylül yortu günü olarak kabul edilir. İmparatoriçe Pulcheria da bu Konsil’in ardından gücünün doruğuna ulaşmış, Büyük Konstantin’in annesi Helena ile eşdeğer görülerek yeni Azize Helena olarak ilan edilmiştir. İmparator Marcianus da Khalkedon’u metropolitlik düzeyine yükseltmiştir. Euphemia'nın yerel bir azize olmasın da, bu konsilin payı büyüktür. Bu olaydan sonra Euphemia kültü başkent Konstantinopolis'in en önemli ve yaygın kültlerinden birisi haline gelir. Tarihçi Evagrios imparatorların, patriklerin ve bütün sınıf ve rütbelerdeki insanların sık sık Khalkedon'u ziyaret ettiklerini, azizenin kutsanmasından ve yarattığı mucizelerden yararlanmak istediklerini anlatmaktadır.

Azize Euphemia'nın Fener Rum Patrikhanesindeki Rölikleri

615-626 yılları arasında, Sâsânî-Pers akınları Khalkedon’a kadar ulaşınca Azize Euphemia Kilisesi tehdit altında kalır. Rölikleri güvenceye almak isteyen İmparator Herakleios, bunları şimdiki Sultanahmet’te bulunan Hagia Euphemia Kilisesi’ne taşıtır. Bu kilise; eski Antiokhos Sarayı’nın kabul salonunun kiliseye dönüştürülmesiyle daha önceden inşa edilmiştir. Bugün ise, kalıntıları eski adliye binasının bahçesinde kısmen görülmektedir. Khalkedon’u işgal eden Sâsânîler, Azize Euphemia Kilisesi’ni tahrip ederler. Khalkedon’daki duvar resimleri ile süslü bazilikadan hiçbir arkeolojik kalıntı günümüze ulaşamamıştır. Azize Euphemia'nın İkona karşıtı dönemde ise 765-766 yıllarında  rölikleri saldırıya uğrar tabutu ve rölikleri denize atılır. İkona-karşıtı dönem sonrasında röliklerin Limni Adası’nda bulunduğu haberi gelince İmparatoriçe Irene, 798 yılında bunları törenlerle geri getirtir. 1204-1261 yılları arasında Konstantinopolis’teki Latin işgali sırasında kiliseye tekrar zarar verilir ve işgal sonrası bir restorasyon daha görür. 16. Yüzyıl’da İbrahim Paşa Sarayı yapılırken kilise yanar. Azize’nin elde kalan rölikleri o dönemde Patriklik Kilisesi olarak kullanılan Pammakaristos’a taşınır. Oradan da şimdiki Patrikhane’ye nakledilir. 

Kadıköy Çarşıdaki Azize Euphemia Kilisesi

Günümüzde Kadıköy’de Çarşı içindeki Azize Euphemia Kilisesinin tarihi kilise ile bir ilgisi yoktur.  1694 yılında o zamanki Kadıköy Metropoliti Gabriyel tarafından Azize Euphemia adına yaptırılır. 1830 da yine o günün metropoliti II. Zaharias, Rusya’dan temin ettiği mali yardımla bu kiliseyi büyülterek adeta yeni bir kilise inşa ettirir. Günümüze kadar gelen yapı bu binadır ve Kadıköy tarihinin en önemli figürlerinden biri olan Azize Euphima'nın adını Kadıköy'ün göbeğinde yaşatmaktadır.

Hiç yorum yok:

Anadolu'da Klasik Türk Edebiyatının Doğuşu

İran saraylarında gelişmiş klasik yüksek kültür mirası, Anadolu'da Konya Selçuklu sarayından sonra  Uc Türkmen beyliklerinde örnek al...