13 Ekim 2019 Pazar

HERO İLE LEANDROS


Bir zamanlar Kız Kulesinde bir kız yaşar, ona aşık bir delikanlı da her gece sevgilisi ile buluşmak için Galata'dan kuleye yüzermiş… Bir gece fırtına çıkınca, deniz delikanlıyı alıp götürerek, ölü gövdesini ertesi sabah kulenin dibine atmış. Bu masal Kızkulesi için anlatılır, oysa, Hero ile Leandros'un efsanesi aslında Boğaziçi'nde değil, Çanakkale Boğazında geçer. Antik Çağ'da Anadolu'nun kuzeybatı köşesi Troas olarak bilinmekteydi. Çanakkale Boğazı ise Hellaspontos. Hellaspontos'un en dar olduğu yerde biri Abydos diğeri de Sestos adında iki şehir bulunmaktaydı. Bugünkü Aydos/Nara burnuna lokalize edilen Abydos kenti, Troas'ta bir Miletos kolonisi olarak kurulmuştur. İlyada'da Truvalıların müttefikleri arasında geçeen Sestos ise Abydos'un tam karşısında Hellaspontos'un Trakya kıyısında yer almaktaydı.Bu iki kentin asıl önemi, Antik Çağda bo­ğaz geçişinin Abydos ile birlikte Sestos limanından yapılmasından kaynaklanır. Ni­tekim Pers imparatoru Kserkses MÖ 480’de Abydos’dan Sestos’a doğru ku­rulan tekne köprüsünün üzerinden yürüyerek karşıya geçmişti. Aynı şekilde Bü­yük İskender de MÖ 334’de ordusunu Sestos-Abydos hattını kullanarak kar­şıya geçirmişti.

Abydos ve Sestos'ta geçen mitolojik hikayemize göre Sestos’un surları içinde Aphrodite için yapılmış büyük bir tapınak ve bu tapınakta en az onun kadar güzel ve biri vardı. Rahibe Hero. Hero’yu görenler güzelliğinin büyüsüne kapılır ve onu Aphrodite’in kendisi zannederlerdi. Bu genç rahibe güzel olduğu kadar alçak gönüllüydü de. Bu yüzden Aphrodite bu kızı kıskanmak bir yana onu çok severdi.Her sene ilkbaharın gelişi ile birlikte Sestos’ta şenlikler düzenlenir, çevreden insanlar akın akın buraya gelir, Aphrodite’in mabedini ziyaret ederlerdi. İşte böyle bir bayram günü Leandros adında yakışıklı bir genç Aphrodite’in mabedindeki bir ayine katılmıştı.
Abydos’lu olan Leandros getirdiği hediyeleri sunmak üzere mihraba yaklaştığında; güzel rahibe Hero’yu görünce aklı başından gitmiş ilk bakışta ona aşık olmuştu. Ayin boyunca gözlerini güzel rahibeden ayıramamıştı. Sanki karşısındaki Aphrodite’in ta kendisiydi. Leandros gün batıncaya kadar mabedinin bir köşesinde bekledi. Ziyaretçiler bir bir mabedi terk edince yavaşça tek başına kalan Hero’ya yaklaştı. Rahibe genç delikanlıyı görünce ürkerek geri kaçtı. Ama Leandros onu durdurdu. Ve oracıkta mihrabın önünde Hero’ya duyduğu aşkı dile getirdi.

O günden sonra Leandros Hero’nun tüm itirazlarına rağmen her gün mabede gelip genç rahibeye duyduğu aşkı anlattı. Hero defalarca ona bir rahibe olduğunu ve böyle bir aşka karşılık veremeyeceğini söylediyse de Leandros pes etmedi. Duyduğu sevgi öylesine büyüktü ki, bir gün mutlaka karşılığını alacağına inanıyordu. Tüm çabaları ve ısrarları sonunda arzusuna kavuştu. Hero’da onu seviyordu ancak aralarında büyük bir engel vardı. Hero, deniz sahilinde ıssız bir kalede yaşlı bir kölenin kontrolü altında yaşıyordu, üstelik Leandros’un yaşadığı şehirle aralarında deniz vardı. Ama Leandros aşkı uğruna her şeyi yapmaya hazırdı. Buna, gece karanlığında yüzerek denizi geçmek de dâhildi.
O akşam yaşadığı şehre geri döndüğünde sahile inerek denizi seyretti, gözleri ile karşı kıyıdaki kaleyi arıyordu. Bu sırada rüzgâr şiddetini artırmış, bulutlar ayı ve yıldızları kapatarak ortalığı karanlığa boğmuştu. Issız kalede köle ile birlikte oturan Hero endişe ile dışarıyı izliyordu. Bir ara yaşlı kadına dönüp; “Bu korkunç gecede kim bilir kaç balıkçı yolunu bulup evine dönemeyecek. Bence karanlıkta yolunu kaybeden denizcilere yol göstermek, onları felaketten kurtarmak için kalenin üstüne bir meşale yakarsak Aphrodite’yi de sevindirmiş oluruz” dedi. Bu sözlerle yumuşayan yaşlı kadın, kalkıp bir meşale yaktı ve kalenin tepesine kolayca görülebileceği bir yere koydu.
Esen rüzgâr onu canlandırdı alevi daha da yükseldi ve etrafı aydınlattı. Hero heyecanla dışarıyı seyrederken duyduğu bir sesle kalbi küt küt atmaya başladı. Denize doğru baktığında dalgalarla boğuşan birini gördü bu Leandros’tan başkası olamazdı. Onu yaşlı köle de görmüştü. Aşağı inip delikanlıya kıyıya çıkabilmesi için yardımcı oldu ve onu rahibenin odasına götürdü. Leandros yorgunluktan bitkin ama sevdiğini görmekten mutlu bir halde genç rahibeye sarıldı. Yaşlı köle buna çok şaşırmıştı ancak onlara engel olmadı.
O günden sonra Leandros her gece boğazı yüzerek geçip sevdiğine ulaşıyordu. Günler haftalar aylar geçti, güzel yaz günleri geride kaldı ve kışa yaklaştılar. Deniz eskisi gibi sakin ve sıcak değil, dalgalı ve soğuktu. Hero her gece yüzerek boğazı geçen Leandros için endişelenmeye başlamıştı bu yüzden ona bir süre birbirlerini görmemeleri gerektiğini söyledi. Bahar gelinceye kadar ayrı kalmaları gerekiyordu.

Kışın boğazı yüzerek geçmek çok tehlikeliydi. Leandros her ne kadar istemese de sevdiğinin bu isteğine boyun eğdi. Ve bahara kadar gelmeyeceğine dair ona söz verdi. Ama bu ayrılığa sadece bir kaç gün dayanabildiler. Leandros, Hero’nun yolladığı özlem dolu mektubu okuyunca daha fazla dayanamayarak, düşünmeden kendini azgın dalgaların kucağına attı ve bir an evvel sevdiğine kavuşabilme arzusu ile dalgalarla boğuşmaya başladı. Fırtına arttıkça artıyor, dalgalar daha da aşılmaz bir hal alıyordu. Hero’nun yaktığı meşale şiddetli rüzgârlardan sönerek ortalığı karanlığa gömdü. Heyecan içinde Leandros’un yolunu gözleyen Hero, yaşlı köle uyuduktan sonra gizlice sahile indi. Bu karanlık gecede kayaların üstünde hareketsizce yatan adam Leandros’tan başkası değildi. Ancak Leandros azgın dalgalara yenik düşmüş ve ölmüştü. Sabah karşı dalga ölüsünü attı Sestos kıyılarına. 
Hera sönen meşalesini yine yakmış, bitkin ellerinde tutuyordu. Kıyıya çarpan ölüyü görünce, ona ölümde olsun kavuşmak için kendini denize attı. Kasabalılar bu haberi duyunca yas elbiselerine bürünüp kaleye geldiler ve iki sevgilinin cenaze törenine katıldılar. Onları deniz kıyısında aynı mezara gömdüler ve onların anısına boğazın azgın sularına güzel kokulu çiçekler attılar. Bu hikaye Abydos şehrinin Roma İmparatorluk dönemi sikkeleri üzerinde de betimlenmiştir. Septimus Severus dönemine ait bir Abydos sikkesinde, kule içinde bekleyen Hera ve denizde yüzerek kuleye ulaşmaya çalışan Leandros’un betimlendiği görülmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder